Alıştırma Dönemi
Okula alışma dönemi ailelerin ve çocukların en zorlandıkları dönemdir.
Çünkü her iki taraf da birbirinden ayrılmak istemez. Genellikle zorlanan taraf
yetişkinlerdir. Çocukların uyumu daha kolay olmakla beraber, okul algısını
lekelememeye dikkat edilmeli çocuğa hassas yaklaşılmalıdır. Bu dönem çocuğun
okuldaki öğretmenine güven duymasına kadar sürecektir ve yeterli süre çocuktan
çocuğa değişmektedir.
Alıştırma dönemi okul öncesi yılların en önemli dönemlerindendir. Burada
ki hatalı yaklaşımlar okul korkusu, terkedilme korkusu yaşatarak tüm akademik
hayatına yansıyabilecek olan “okul fobisini” geliştirebilir ve okul fobisinin
atlatılması profesyonel ellerde bile oldukça uzun sürebilir. Alıştırma dönemi
yaklaşımı okulun eğitim kalitesini birebir anlatan bir göstergedir. Bu dönemde
çocukların ağlamaması, okulunu, öğretmenini sevdirmeye çalışılması ve çocuğun
güveninin kazanılması esastır.
Bu dönem için yapılacak yanlışların en büyüğü çocuğu alışana kadar
ağlatarak, yetersiz eğitmen ve bakıcı kadrosu sebebi ile çocuğa gerekli
adaptasyon zamanını sağlamamaktır. Leydi Çocuk Anaokulu bölgede ki en fazla
nitelikli öğretmen, bakıcı ve idareci kadrosuna sahip olan yegane okuldur.
Anne, çocuk için bir bağlanma unsurudur. Bu ne mi demek? Basitçe
bahsedersek birincil bağlanma figürü çoğu zaman ebeveyn, ikincil, üçüncüller
ise; varsa bakıcı, anneanne, büyükanne gibi diğer çocuğa bakan kişilerdir.
Bağlanma figürleri ile çocuk hayata bu figür yardımı ile bağlanıyor, bağlanma
figürü varken korkmuyor, özgüveni yüksek ve cesur davranabiliyor. İşte bu
noktada kreş ya da anaokulu alıştırma dönemleri için çocuğa gereken ilk şey,
anneden sonra güvenebileceği bir bağlanma figürü yani yeni bakıcısı ya da
öğretmenidir. Çocuğun bağlanma figürü olmadan, yeni başladığı bir ortamda tek
başına bırakılması travmaya sebep olacak sonuçlar doğurabilir. Anne ve babanın
olmadığı okulda çocuğun kendini güvende hissettiği, bağlandığı ilişkilerin
olması bir zorunluluk ancak bu ilişkilerin güvenli hale gelmesinin bir sürece
ihtiyaç duyduğu da unutulmamalıdır. Çocuk ve öğretmeni arasında ki bu bağı
oluştururken Leydi Çocuk Anaokulu’nda Berlin Modeli kullanılır. Berlin Modeli,
Leydi Çocuk Anaokulu’nda ilk kez başlayacak olan çocuğun okula alışma döneminde,
okula sağlıklı bir şekilde uyum sağlaması için başvurulan modeldir.
Leydi Çocuk Anaokulu bir Montessori okuludur ve Montessori Felsefesi ile
her çocuğun birbirinden farklı olduğuna inandığından alışma süresini çocuğun
gelişimine göre psikolog ve öğretmeninin gözlemi, ailenin kararı ile
sonlandırılır. Bu süre sonunda aile daha uzun programlardan birini seçebilir.
Alıştırma sürecinde ebeveyni ya da bağlanma unsuru olan kişiyi (bakıcı,
anneanne, babaanne vb.) çocuk ile ayırırken çocuk ailenin yavaş yavaş geri
çekilmesi ile okula alışabilir. Bu zaman zarfında çocuk ile öğretmen arasında
hızlı bir güven bağı oluşturmaya yönelik davranışlar sergilenir. Okul yönetimi
ailelerin çocuklarını beklemeleri için bir alan belirleyecektir, ailelerin bu
sınırlı alan içinde kalması önemlidir. Böylece çocuk ailenin nerede olduğunu
bilir, her hangi bir zorlanma olursa öğretmenler çocuğu ailenin yanına hızlıca
getirirler.
Ailen çocuğun bulunacağı sınıfa girmesini istemeyiz. Çünkü çocuk annenin
veya babanın sınıfın bir parçası olabileceğini hissederse bunu istemeye devam
eder. Mümkün olduğu kadar sınıf dışında ve sonraki aşamada okul dışında beklemek
çocuğun alışma sürecini hızlandıracaktır.
Tüm Bunların dışında ebeveynin kaygı durumu da oldukça önemlidir. Yüksek
kaygı durumu çocuk tarafından kolaylıkla fark edilerek kopyalanır ve sizin
kaygılarınızı yaşamaya başlarlar. Bu, okula alışma döneminde ki en zorlu
engeldir. Okul ile ilgili kaygılarınızı, eleştirilerinizi çocuklarınızın yanında
konuşmayınız. Sizler için basit ama dillendirip unutacağınız bir konuyu
çocuğunuz için aşılması oldukça güç bir sorun haline dönüştürebilirsiniz.
Unutmayın onun okulu sevmesini istiyoruz. Her şeyden önce okulumuza ve
eğitmenlerimize güvendiyseniz kaygılarınızı dizginleyerek sakin olmaya çalışın.
Ekibimiz siz ve çocuğunuz için en doğru olanı yapıyor olacaktır. Sizi her
süreçten bilgi sahibi yapacak işler rutine girene kadar sürekli bilgi akışı
sağlanacaktır.
Okulun özellikle ilk günleri sevdiği bir oyuncağı yanında götürmesi
çocuğunuzun kendini yalnız hissetmemesine yardımcı olacaktır. Tüm Bunlar onun
kendini güvende ve rahat hissetmesini sağlayacaktır.